GERÇEKLİK BİLİNCİN RÜYASIDIR
Gerçekliğe mührünü vuran ruhtur, bilinçtir. Bilinç, gerçekliği tanımladığı gibi onu mümkün de kılar. Aslında bilinç çok daha derin bir şeyi yapar. Her şey onun içindedir. Ve tüm gerçeklik, bilincin rüyasını bir perdeye yansıtmasından ibarettir.
Bilincin kendini anımsaması, rüyanın dışına çıkması demektir. Bilinç kendini anımsadığında, zaman-mekanın önemli olmadığı bir boyut ortaya çıkar. Derinliği ölçülemeyen bir sonsuzluktur bu. Bilinç, bu sonsuzluk içinde kendinin farkındadır; ve bir şeyin daha farkındadır. Yön duygusuna ihtiyacı vardır ve bilinç bu yüzden, kendini bilinir kılmak için, bilinmezliğinin rüyasını görmeye başlar.
Bilinç kendini hatırladığında bir şeyin farkına varır. Hepsi rüyadır. Ve bir rüya kadar kalıcıdırlar. Her şey deneyimdir. Rüyanın kuvvetlice hissedimi için bilinç, kendini hatırlamayı geçici olarak durdurmuştur.
TÜM RÜYA AŞKIN BİR SORUYA CEVAP ARAYIŞIDIR
İlk akla gelen soru, neden? Ve ilk akla gelen cevap, bilinç kendinde kalıcı olanı hissetmek istemektedir. Ve bu konuda birçok parlak fikri ve ilhamı olsa da hiçbir deneyimi yoktur. Bilinç kendinin rüyasını gördüğünde, varlığında sabit olan hiçbir şeyin olmadığını da görmüştür. Biz aslında kimiz? Neyiz? Bilinci rüya görmeye sevk eden bu soruydu. Bilincin kendini arayışı. O yüzden tüm rüya, bu aşkın soruya cevap arayışıdır.
Bilinç birlikte rüya görerek, bu aşkın soruya cevap aramaya başladı. İnancı, birbirimizin rüyasını görerek, ortak özümüzü, esasımızı keşfedebileceğimizdi. Bu inanç bugün de tutkuyla devam etmekte ve bilinç rüya yaratmayı sürdürmektedir.
Yedi milyar varlık her an bir rüya yaratıyor ve bu rüyalar birbiriyle girişim desenleri oluşturuyor. Birbirimize rüyalarımızı armağan ediyoruz.
Bilinç, kendi özünü, esasını keşfedip, kendi var oluşunu yaratmaya başlamak istiyor. Bilinç, kendi var oluşunda özgür olmak istiyor. Hiçbir şeye muhtaç olmadan, kendi sonsuzluğunu anlamak; ona biçim vermek, yön vermek istiyor. Bilincin bu gezegendeki serüveni budur.
YENİ BİLİNÇ NEDİR?
Yeni Bilinçle ilgili olarak Yaşam Koçum’un, ki o dokuz yaşında harika bir kızdır, bir tanımı var. “Ben yeni bilinci şöyle özetliyorum. Bilinçli olmalısın ve o bilinci sürekli yenilemelisin. (Farkındalığı sürekli tazelemek de denilebilir.)”
Bilinçli olmalısın ne demek? Bilinçli olmalısın demek, bir deneyimi özgürlük içinde seçebilmek, o deneyime derinlemesine girebilmek, o deneyimin hissini tam olarak yaşayabilmek demek. Ve tam da bu akışın içindeyken, deneyimin bir rüya, sadece bir rüya olduğunun da farkında olmak demek.
Buradaki popüler problem, deneyime batarsam, onun bilincine varamam. Öyleyse içinde kaybolacağım deneyimi yaşamamalıyım diyen bakış açısı ile, bilincinde olmak önemli değil, deneyime teslim olmalıyım; hayat budur, kendimi bırakmazsam hiç yaşamamış olurum diyen bakış açısının karşıtlaşmasıdır. Yeni Bilinci doğururken bu karşıtlıktan özgürleşiyoruz.
Yeni bilinç, yaşadığın deneyimin farkında olmalısın demektir. Ben şu anda ne yaşıyorum, bunu hissetmek demektir.
Yaşadığın deneyimin farkında olmalısın. Çünkü o asla tekrarlanmayacak. Ama bize deneyimlerimiz hep tekrarlanıyor gibi gelir. Her deneyim tümüyle orijinal olduğu halde, biz olanı kalıplara döker ve benzeşen deneyim kalıpları oluştururuz. Böylelikle verdiğimiz tepkiler de gruplaşır.
YENİ BİLİNCİN NİTELİKLERİ NELERDİR?
İnsan tepkilerinin gruplaşmasının altında tek bir neden yatar. “Korkular”. Mevcut dengenin ve düzenin sarsılması korkusu, insanı benzer tepkiler vermeye zorlar. O yüzden korku, bilincin kararmasına ve kendini unutmasına neden olur. Korkusuzluk ise, bilincin kendini anımsamasına.
“Yeni Bilincin ilk niteliği cesarettir.” Böylelikle deneyimin bilincine varmakla, bilincin kendinin bilincine varması eş zamanlı mümkün olmaktadır.
Kendini anımsayan bilinç, deneyimin farkındalığına ulaşır. Deneyimin farkına varmak, o deneyimin verdiği mesajın farkına varmaktır. Böylelikle,
“Yeni Bilincin ikinci niteliği, her deneyimin bir mesajı olduğudur.” Bu mesaj bilincin özünden, kaynaktan gelir. Ve her daim gelişmekle, büyümekle ilgilidir.
Y.B*. için, üçüncü nitelik, mesaj kaygısından özgürleşmek ve farkındalığın tazelenmesinin kendiliğinden akışına cesaret etmektir. Hayata güvenmektir. Aşkın zekanın amacını teslim olmaktır.
“Y.B., hayatı olduğu şeye, bir bilinmeze dönüştürür. Bu dördüncü niteliktir.” Y.B., hayatı olan ve olması gereken diye ikiye ayırmaz. Bilinemezin büyüsü tüm olasılıkları birler.
“Beşinci nitelik ise şudur. Y.B., olandaki mükemmel dengeyi ve ahengi fark etmek peşindedir.”
Y.B., korkudan özgür olduğu için, beklentiden de özgürdür. O, bir insandan, bir kurumdan, ya da metafizik bir kudretten beklenti içinde olmanın, rüyada kaybolmak demek olduğunu bilir. Y.B., kendini anımsamakla, şu andaki mükemmel ahengi görür. Ve hangi yönü seçerse seçsin, mükemmel bir başlangıç yaptığının farkındadır.
“Altıncı niteliğe göre, yeni bilinç, tüm yönlerin doğru olduğunu bilir. Tam da bu yüzden kendi yönünü zahmetsizce bulur.”
“Yedinci niteliğe göre, Y.B., deneyimi özgürlük içinde seçen (korku ve beklentiden özgür), ve doğacak sonuçlardan mutlak anlamda bağımsız olan bilinçtir.” Deneyimin tüm akışındaki mutlak değeri her şeyin üstüne koyar. Deneyimin nereye vardığı ya da varacağı değil, deneyimin kendisi önemlidir.
“Sekizinci niteliğe göre, Y.B., ihtiyacı olan kaynakların anda yaratıldığını gören bilinçtir.” Seçtiğimiz deneyimin kaynakları eş zamanlı olarak yaratılır.
“Dokuzuncu niteliğe göre, Y.B., her anın yeni olduğunu bilir. Ve her anın ondan cevap beklediğini de bilir.” Bu cevabı verirken yeni bilinç, kendini anımsar, özünden gelen mesajı ayrımsar ve doğru tepkinin ne olduğunu açıklıkla görür. Kaynaklar oradadır. Sonuçtan tamamen özgür olarak, yeni bilinç seçimini yapar ve bu seçim, yeni bir deneyimin akışını başlatır.
Özetle Y.B., o andaki deneyimle ilgilenir; onun getireceği olası sonuçlarla değil. Yeni bilinç, bu farkındalığın sonuçlarının herkes için şefkat dolu olduğunu bilir.
“Onuncu nitelik şudur. Y.B., her varlığın kendi var oluşunu hak ettiğini, ve kendisi için var olmanın dışında hiçbir şeyin önemi olmadığını bilir.” Bu diğerlerini hiçe saymak değil, onurlandırmaktır. Yeni bilinç bilir ki, eğer kendini öne alırsa, rüyasına uyanırsa, deneyiminin bilincine varırsa, her anı yeni olursa, aşkın zeka onu gereğince değerlendirecektir. Ve yeni bilinç anlar ki, o ulu zeka bunu her an zaten yapmaktadır; sadece bunun bilincinde değiliz.
“Yeni bilincin on birinci niteliği ise, hepimizin bir olduğu ve her an birbirimize vesile olduğumuzdur.”
“On ikinci nitelik ise, kendi rüyasına uyanmak için her varlığın sadece kendinden sorumlu olduğudur.”
Rüyamıza uyanmak, istediğimiz bir rüyayı ve anlamı yaratmanın önündeki tüm engelleri ortadan kaldırır. İnsanlık, rüyadan uyanış, rüyaya uyanışın sancılarını çekiyor. Ve özgürlük için, elindelik için, anlam için, uyum için ve yaratıcılık içini giderek artan bir tutkuyla yanıyor.
2012 YENİ BİLİNCİN DOĞUŞUNU TEMSİL EDİYOR
2012, kendi rüyamıza uyanmayı ve kendimizi yaratmaya başlamayı temsil ediyor.
2012, bireysel bilincin bağımsızlığını ilan ettiği yılı gösteriyor.
2012, “bilinçli ve birlikte” rüya görmeye başladığımız yılı gösteriyor.
2012, insanlığın dönüşümünün başladığı yılı gösteriyor. İnsanlığın yaşam öyküsü bu dönüşüme hazırlıktan ibarettir.
Bırakışın vakti geldi. Dönüşüme teslim olmak için, tüm evreler yaşandı, olgunluk kemale erdi. Bir başka evrene doğmanın zamanı geldi. Doğuş zamanı geldi.
Yaşam koçumun bana şöyle seslendiğini duyuyorum.
Hadi o zaman…
* Yeni Bilinç
EK: YENİ BİLİNCİN NİTELİKLERİNE DAİR BİR ÖZET
1- “Cesurdur.”
- Y.B., korkabilir ama kaçmaz; seçtiği deneyime teslim olur ve kendini deneyimin akışına bırakır.
2- “Her deneyimin bir mesajı olduğuna inanır.”
- Y.B., özgürlük ve farkındalığın el ele gittiğini ve gelişme serüveninin sonsuz olduğunu anlar.
3- “Hayata güvenir”
- Hayat ırmağının onu taşırken ne yaptığını bildiğine inanır. Kaosu reddeder. Hayatın arkasındaki aşkın amaca ve o amacı koruyan zekaya iman içindedir.
4- “Hayatı olduğu şeye, bir bilinmeze dönüştürür.”
- Y.B. var oluşun sırrını çözmenin mümkün olmadığını bilir. Bilgiyle ilişkisi bilinemez olanı daha çok sindirmek ve farkındalığını genişletmek içindir.
5- “Olandaki mükemmel ahengin peşindedir.”
- Y.B., bir anın içinde, her şeyin denge ve ahenk içinde olduğunu bilir. Tüm amacı bu dinamik ve çok boyutlu dengeye uyumlanmaktır. O yüzden Y.B.’in en büyük niteliği, içerisi ve dışarısıyla giderek gelişen bir uyumu yaratmaktır.
6- “Tüm yönlerin doğru olduğunu bilir. Tam da bu yüzden kendi yönünü zahmetsizce bulur.”
- İstesen de yanlış bir seçim yapamayacağını bir kez kavradın mı, bir daha asla yanlış yapmazsın. Y.B., bu paradoksun farkındalığıdır.
7- “Deneyimi özgürlük içinde seçen (korku ve beklentiden özgür), ve doğacak sonuçlardan mutlak anlamda bağımsız olan bilinçtir.”
- Çünkü deneyimin kendisi, sonucu önemsiz kılar. Nereye gittiğin değil, tüm yolculukta ne yaşadığındır önemli olan. Bunu yaratmak dışında hedefin bir önemi yoktur.
8- “İhtiyacı olan kaynakların anda yaratıldığını gören bilinçtir.”
- Y.B. bir deneyimi seçmenin yeterli olduğunu, eş zamanlı olarak deneyimi mümkün kılan kaynakların da yaratılacağını bilir. Var oluşu ayakta tutan şeyin, özgür deneyim olduğunu ve tüm var oluşun, bunu mümkün kılmaktan daha yüce bir amacı olmadığını bilir.
9- “Her an yenidir. Ve her an senden bir cevap bekler.”
- Her an bilince bir davettir. Oyuna katılmak ve var oluşun aşkın amacını yerine getirmek için meydan okumayı kabul etmektir. Katıldığın yüce tasarımı ilmek ilmek dokuyarak anlamaktır.
10- “Her varlık kendi var oluşunu hak eder, ve kendisi için var olmanın dışında hiçbir şeyin önemi olmadığını bilir.”
- Her varlık kendi sonsuzluğuna sahip ve kendi sonsuzluğuna aittir. Buna sahip çıkmayı öğrenmek Y.B. olmaktır.
11- “Hepimiz biriz ve her an birbirimize vesile oluyoruz.”
- Tek başına varlığımızın bir hükmü yok. Ancak birlikte varız ve varlıklaşıyoruz. Biz aslında tek bir varlığın dalga boylarıyız. Bütünden bağımsız bir varlığımız olamaz. Öyleyse tüm var oluş bana hizmet ederken ben de tüm var oluşa hizmet etmekteyim. Bu var oluş her haliyle birlikte yaratımdır.
12- “Kendi rüyasına uyanmak için her varlık sadece kendine sorumludur.”
- Y.B.’in sırrı, onu kimsenin size kanıtlayamayacağıdır. Dolayısıyla, sadece kendi iman sıçramanızla ona ulaşabilirsiniz. Sorumluluk sizindir.