Yeni Bilinç ve Yeni Enerji kavramının, sadece gerçeği yeni bir yoldan ifade etme ve sonsuzun bilgeliğini canlı kılma hakkında oluşu unutulmuş gibi. Her varlık kendi çağının bilgeliğini öne çıkarmak ve ilk kez yeni olanla biz karşılaştık illüzyonunu yaşamak zorunda. Benlik davası gütmeden benliği aşamayız. Gerçek mutlak anlamda yenidir. Zaten o yüzden gerçektir. Yeni bilinç yeni enerji, olsa olsa var oluşa yeni bir anlam vermek potansiyeli olabilir.
Yeni Bilinç, ancak, gerçeğin çağımızdaki olası ifadelerinden biri olabilir. Buna karşın onu spiritüel bir kliğe dönüştürmek, ve geri kalan tüm spiritüaliteyi eskimiş ya da eski kategorisine almak, dikkate değer bir klikleşmedir. Shaumbra, kendi alanını diğerlerinden korumaya mı ihtiyaç duymaktadır? Metafizik bağlantıdan akıp gelen bu diğerileştirme eğilimine dikkat etmek gerekir. Gerçeğin ifade yolları sonsuzdur. Asıl soru şudur ki, gerçek kendini ifade ettiğinde biz bunu nasıl anlarız? Ölçümüz nedir? Bu konuda Shaumbra bilgeliği yeterince arıdır aslında. Fakat görüyorum ki, varlıklar içsel katlarda çalışmak heveslerinden başlarını alıp, dışsal katlarda çalışmanın önemini yadsır gibi gözüküyorlar.
Tüm bilgelik akışının bizi de içine alan birleşik bir bilinç alanından geliyor oluşu, ve bilgelik akışıyla kişisel bir ilgi kurup, gücü dışarıya teslim etmenin, nihayetinde tüm bilgelik akışını bozunuma uğrattığı hakkında çok az şey biliniyor. En sağlıklı metot, tüm akışın benden bana yazıldığını en baştan kabul etmem, ve bu akışın kendi içinde benim karanlık ve aydınlığımın bir kolajını içerdiğini dikkatimde tutmamdır.
Geleneğin bilgisi, aydınlanma hakkında şöyle der. Zaten hep aydınlanmış olduğunuzu anlayacaksınız. Aydınlanmanın önündeki yegane engel, aydınlanmamış olduğunuz düşüncesidir. Bu düşünce, temelde, aydınlanma deneyiminin, var oluşla ilgili probleminize çözüm getireceğini sanmanızdan kaynaklanır. Hayata dayanabilmek, onun tamamen, aydınlanma hedefli bir sınavlar bütünü olduğunu varsayarak mümkün olmaktadır. Böylelikle tüm yaşam, tekamülü hedef alan bir dikkat düzeyinde götürülür. Havucun bizim hareketimize bağlı olarak sürekli bizden bir kol boyu uzakta kaldığı bir mücadele. Bu illüzyon nasıl aşılabilir?
Soyutla temas halinde kalmanın olumlu yönü, zihnimizde sabitlenmiş tüm inanç yapısını çözündürmesidir. Ondan beklenen, kendine inanmanın dışında inanılacak hiçbir şey olmadığına varlığın uyanmasını sağlamaktır. Varoluş, varlığın algısında bir mana içerir. Bu mana hem somutladığı evren görüşü ve hem de potansiyeller ile ilgili görüşüdür.
Evrensel bilgelik, bilinçli varlığın algı evreninde şekillenmiş bir anlam dışında var oluşun bir anlamı olmadığını söyler. Aslında bunun dışında da bir var oluş olmadığını söyler. Bu görüşe göre tüm var oluş zaten bir anlamdır ve Ruhun, Bilincin seçimidir. Var oluşun anlamı o varlığın bilincinde olan varlıkların içinde çiçek açmaktadır. Ve başka türlü de oluşmamaktadır. O yüzden temel bilgelik, tanrının kendi anlamını bilinçli varlığın özgür seçimlerinde aradığını söyler. Ve var oluşun anlamının, oluşun mutlak ve mükemmel akışı içinde yaratıldığını söyler. Görüldüğü gibi var oluşun anlamını üretmek ve deneyimlemek varlığın sorumluluğudur. Onun var oluş nedeni budur. Varoluşu budur. O yüzden insanın kendi anlamını arayışı doğal bir güdüdür.
İnsanın kendi anlamını bulduğunu nasıl anlarız? Bir görüş, bunun bir iç biliş olduğunu söyleyecektir. Ve diyecektir ki, var oluşun doğasını doğrudan deneyimlemekten kaynaklanan bir iç biliştir ve ben onun kesinlikle doğru olduğunu biliyorum. Diğer görüş diyecektir ki, soyutlama evreninde yaşadığın iç biliş hayatla nasıl buluşuyor. Onun kanıtı, içinde bulunduğun evrene, ki o bir anlamdır, kendi anlamınla katılmak ve birlikte devinmek yeteneği olarak kendini gösterecektir. İsa onları meyvelerinden tanıyacaksınız demişti. Bu temel bilgelik öğretisidir. Akıl ve ruh bütünlüğünün aranmasıdır. Çevrendeki var oluş toprağına ekebileceğin bir fidandır. Ve var oluş toprağında güvenle büyüyecek ve çiçek açacak bir tohumdur. İç bilgeliğinde yarattığın, içinde yaşadığın gerçeklikte ayakta durmalıdır. Ve aynı zamanda insan kardeşlerin için bir örneğe dönüşmelisin.
Bu örneğin temel niteliği ne olabilir?
O, içsel haller açısından kendine acıma suçluluk ve yargının devam etmekle beraber büyük güç kaybına uğraması ve seçimlerimi belirleme niteliğini yitirmesidir. Ve o, içindeki anlam bütünlüğünü toplumsal benlikle paylaşabilme cesaretidir. Gezegenin ortalama titreşiminin içinde var olmayı seçebilme cesaretidir. Ne yaptığın hiç önemli değildir. Orada insan kardeşlerinle birlikte kendin olarak devinmek cesaretidir..
İnsanların bazıları, tekamül etmeyi, ya da hayatının anlamını üretmeyi, çok derinlerdeki yetersizlik sapmasıyla açıklar. Ben hayata hazır olamıyorum. Çünkü yetersizim, tekamül etmeliyim. Ruhsal olarak büyümeliyim ki, hayatı kendim için var edeyim. Fakat kendisi kadar tekamül etmediğinden emin olduğu birçok insan kardeşi, o sırada hayatın tam da göbeğinde insan kardeşleriyle hal hamur olmaktadır. Yani hayata hazır olmak için tekamül edilmez. Bu gerçek tekamül yolculuğunun henüz başlamadığını kanıtlar. Hayatın içine halihazır iç bilgeliğimizle girdiğimizde tekamül baskısının ne olduğunu anlamaya başlarız. Vaka, bunu yapmadığımızda da tekamül baskısı bizden uzak değildir. Kontrollü şartlarda, hayatın geri kalanından kendimizi izole ederek yaşamayı başarabiliriz. Orada olan sadece travmayı büyütmek ve kristalize hale getirmektir. Halbuki yapmamız gereken travmalarımızın arkasındaki inançları akışkan hale getirerek akmalarını, özgürleşmelerini sağlamaktır. Bu kontrollü şartlarda olmaz…Bu toplumsal bilincin içine akarak olur.
Birçok spiritüelin kendilerine yeterli olmadıklarını görüyorum. Hayatlarının sorumluluğunu yakınları üstleniyorlar. Bu yakınlarda yüksek titreşimli medyomluk yapan bir insan kardeşimle görüştüm. O, varlıkla hal hamur olma ve içsel katlardaki enerjileri harekete geçirme açısından öyle bir bağlanış geliştirmişti ki, hayran olmamak mümkün değildi. Çünkü böyle bir rehberlik ve içsel katlarda dolaşma, kendi içinde harika bir bütünlük duygusu ve misyon duygusu veriyordu. Ona hayatını nasıl kazandığını sordum. Bir yakın akrabasının ona destek olduğunu söyledi. Bu harikaydı evren onun için yakın akrabası olmuştu. Ve temasta olduğu varlık için fark etmezdi. Hatta bazı durumlarda evrene güvenmek, akışta kalmak bu anlama bile geliyordu. İçsel katların, birleşik bilinç alanlarının perspektifinden görünen evrenle, yaşadığımız evrenin, bireysel bilinç perspektifinden görünen evrenin ne kadar farklı olabileceği konusunda bu varlıklar entelektüel düzeyde her şeyi biliyor gözükmekle beraber hiçbir şey bilmiyorlardı. Zamanın ve mekanın bir anlamının olmadığı yerden bakarken gözükeni ele almak onunla beslenmek , ölçünmeli bir çaba gerektiriyordu. Son 150 yıllık metapisişik tetkiklerle fark edilen şey, bir ruhsal ya da kozmik bağlantının % 100 sorumluluğunun medyom ve haziruna ait olduğuydu. Hazirun burada medyomsal akıştan birinci elden etkilenen ve medyomsal akışı birinci elden etkileyen kişilerin toplamı anlamınadır.
Spiritüel elitizm böyle doğuyor. Bu varlıklar, dünyada, kendileri ve dünya için çok özel bir enerjiyi yaratabilmek için özel laboratuarlarda çalışan bilim insanları gibi hissetmeye başladılar. Bir kısmı tümüyle öznel bir yorumla, sadece kendisi için aydınlanmanın peşinde koşarken ve geri kalanını sonsuzluğun akışına bırakırken, diğer bir kısmı, bu çalışmanın sonuçlarını insan kardeşleriyle paylaşmanın özlemiyle içsel katlarda faaliyet göstermeye devam ediyor.
Olan şey, ölçü kaçırıldığında, sadece ömrü tüketmektir. İçsel katlardaki varlıklar açısından, çizgisel zamanın hiçbir önemi olmadığından, onların oyununu tek yönlü olarak oynamaya karar veren varlıklarla uzun süreli bir biçimde bilgelik oyununu oynamaya bayılıyorlar, ya da kendilerini buna zorunlu hissediyorlar. Bulundukları perspektiften bildiklerinin en iyisini yapıyorlar.
Şunu biliyoruz ki, metafizik bağlantı kaynaklı bilgi derlemlerinin en faydalı olanları, % 100 sorumluluğu üstlenmiş, sadece kendine, kalbine teslim olmuş, doğrudan deneyimlemediği, sadece inanmasını ve teslim olmasını telkin eden öğretilere karşı eşit, sorumlu ve birlikte yaratan tutumunu öne çıkararak başarılı olmuştur.
Spiritüellerin şu anda, hiç zamanları kalmadığı bilgisiyle teslimiyeti kendi varlıklarından kendi dışlarındaki yükselmiş olduğunu düşündükleri başka varlıklara yapmaları ve böylece yolu kısaltacaklarını zannetmeleri tam bir yanılsama olabilir. Bu teslimiyet tarzı içsel katlarda yaşanan birçok mucizeye tanıklık etmekle sonuçlanabilir. Ve bu durumlar, doğrudan deneyimlemeden inanmak için ekstra bir dürtü yaratabilir. Varlıklar harika bir metafizik döngünün içinde kaybolabilirler. Doğrusu, böyle onlarca örnek yaşadım. Ben de bu yanılsamayı bir dönem deneyimledim. Olağandışı fenomenler çevrenizde uçuşurken, ve duyusal gerçeklik birçok yönden delinirken, siz tanrısal gerçeğin ilhamına ve desteğine mazhar olmuş hissedersiniz. Fakat olan, dengeni kaybedersen çok derinlere yuvarlanabileceğin bir obsesyondur.
Denilebilir ki, insan bu riski görmeden evrensel bilgeliğin özünü nasıl hatırlar ve bedeninde biriktirebilir ve bir manyetik merkez yaratabilirdi. Bu pozitif bir obsesyondur ve insanlığın tekamülü için gereklidir.
Tüm kalbimle katılıyorum. Bir farkla. Gerekliydi! Artık insanlığın manyetik merkezi oluştu. Kahya çiftliğe verebileceği en iyi düzeni verdi. Çiftliğin asıl sahibini davet etmek zamanı. Hal böyle iken, kahya sürekli bir biçimde, çiftliğin hazır olmadığına inandırılıyor; evrimin içinde yaratılmış tortulu benliklerimiz tarafından.
Bu kozmik bağlantılarla ilgili bir standart belirtmeliyim. Evrensel bilgeliğin özünü, paylaştıkları bilgi ve enerjinin içine yerleştirirler. Ve bu harikadır. Bu bir yazılı metindeki satır aralarının kendisidir. Ya da bir odaya asıl işlevini kazandıran duvarların çevrelediği boşluk gibi, evrensel bilgelik, boşluğun bilgeliği, tüm çalışmayı besler. Ve bu enerji birden bütüne enerjinin genişlemesini sağlar. Bir insanın gerçeklikle ilgili tüm algılamasından geçici olarak özgürleştiği zamanlardır bunlar.
Buna karşın bu çalışmada satırlar vardır. Ve boşluğu çevreleyen duvarlar. Bu duvarlar, o varlığın tanım evrenini olumlar, her şeyin pekalalığını öne çıkarır. Buraya kadar harikadır. Ve boşluğun bilgisi, tanım evrenini olumlamak yoluyla, onunla barışması, onu anlaması ve takdir etmesi için destekler. Buradaki risk, varlığın bunu yaparken şu yanlış intibaı da verebilmesidir. Mükemmel bir haldeyim!. Halbuki varlığın demek istediği şu anda, olabileceğin en harika haldesin demektir. Ve daha ileriye gitmek istiyorsan, şu andaki benliklerine direnmekten vazgeçmelisin.
Fakat spiritüellerin bir kısmı, özellikle de çok rafine olanları, hayatımda değişmesi gereken hiçbir şey yok. Her şey olduğu haliyle pekaladır. Onun için bir şey yapamam. Kaderim bir tür yazıdır ve benim amacım bu yazgıya içsel katlarda vereceğim cevapla, özgürleşmektir. Ve özgürlük her zaman içsel bir duyumdur.
Ne kadar tutarlı değil mi? Fakat özgürlük duyumunun kanıtları olmalıdır.
Hayatının sorumluluğunu üstlenmek bunlardan biri olabilir mi?
Kendine yeterli olabilmek için toplumsal benlikle enerji takasına girişebilmek
Fakat içsel katlarda hareket etmek o kadar zahmetsizdir ve o kadar da ödüllendirici, yüceltici ve anlam dolu olmaktadır ki, hayatın kargışlı yollarında, bin türlü eski bilinç frekansıyla ilişkiye geçmek hiç de yeni gibi görünmemektedir.
Halbuki temel bilgelik öğretisi, hayatta hizmet etmekten daha yüce bir amaç olmadığını söyler bize..
Hizmet birden bütüne geçit kapıları açmaktır. Fakat birçok spiritüel bunu sadece içsel katlarda portallar açmak olarak anlar. Bunu önemsiz bulduğumdan değil. Asıl önemli olanın duyusal gerçeklik içinde ne yaptığında gizli olduğundan tamamen emin olmamdan.
Temel fiziktir. Orada ifade bulmayan ruh bütünlüğünün ne kıymeti olabilir ki?
Ruh ifade bulmuş hayattır. İçsel katlarda yeterince vakit geçirdik. Beslendik. Besledik. Emin olun ki, tüm spiritüel potansiyeller soyuttaki zenginliğimizin yaratılarıdır. Beden içinde büyük resmi her zaman göremediğimiz için, içsel katlardan gelen bilgi ve enerjiyi daha önce oraya bizim tohumladığımızı göremiyoruz.
Şimdi tohum filiz verdi, fidan oldu. Onu sera koşullarında büyüttük. İçsel katlara çekilmek biraz da bu demekti. Şimdi fidan, içinde bulunduğumuz boyutun tüm titreşimsel tayfına kendini açabilir ve ondan büyümek için, çınar olmak için beslenebilir. Bunun şartı fidanın kendi titreşimini yüreklice bu tayfın tamamına armağan etmesidir. Hizmet budur. Kendimizi teslim etmek istiyorsak bu içsel katlara olmayacaktır. Bu kolaycılıktır ve sadece spiritüel elitizmi besler, bizi zamanla yanlızlaştırır. Bir tür spiritüel ego bizi ele geçirir. Kendimizi sonsuzluğa teslim ettiğimizi söylerken, bir arkadaşımızın bizimle ilgili yaptığı doğru yanlış bir gözleme tahammülsüzlük gösterebiliriz. İçsel katlardan aldığımızı zannettiğimiz ferasetle herkesi okuyabildiğimizi zannederiz. Ve bu herkesten uzaklaşmamıza, izole bir alanda başkalarının insafında yaşamamıza neden oluyorsa, bu başarı sayılmamalıdır.
Bahsettiğim medyom arkadaşım hakkında sonra düşündüm. Yakın akrabası onun hakkında ne düşünüyordu acaba? Ona hangi amaçla destek oluyordu. Kendi dostluk deneyimlerimden biliyorum ki, bu tip kendilerine yeterli olmayan, başkaları tarafından bakılıp gözetilen spiritüeller, bunu görmezden geliyorlar. Onların düşüncelerini eski enerji kalıpları olarak nitelendirip hoşgörme ya da tolere etme oyununu oynuyorlar..ya da yüzleşmem gereken şeyler var, o yüzden buradayım masalını oynamayı seviyorlar. Uzun yıllar geçiyor, ve kurban bilinci ilişkisi değişmiyor. Alışkanlıklar kökleşiyor. Tembellik, atalet, günden güne aynı şekilde geçme ve hayatı, içsel katlara çekildiğinde çekebildiğin bi yüke dönüştürmek. Diğerlerinin gözünde kolay ve basit bir ava dönüşmek. Eğer bir insan seni değer yargılarıyla olduğun yere mıhlıyorsa ve sen tüm davranışlarınla onun değer yargısını onaylıyorsan, ortada olan şey bellidir. Ve bu olanı, içsel katlardaki daha zengin daha zengin, daha da zengin deneyimler değiştirmeyecektir.
Ve en sonunda olan, içsel katlardaki devinim alışkanlığının bir tür bağımlılığa dönüşmesidir.
O yüzden tüm gerçek spiritüel ekoller, algıyı toplanma noktasından gevşetmeyi öğrettikleri kadar yeni bir yerde toplamayı da öğretirler. Ve bu bağlamda yeterlilik hissini en başa koyarlar. Örneğin toltecler bir çömezi önce avcıya dönüştürürler. Bu yeterlilik hissi anlamına gelir. Savaşçı erk toplayan bir avcıdır. Yeterlilik hissi mükemmelleşirken, algının kanatlarını açmak için bağımsızlaşma temrinleriyle geçen bir ömrün güzelliğinden bahseder ve derler ki, tinimizin yetkinliğini aramak insanlığımıza layık tek uğraştır.
Gözlemim şu ki, spiritüel karakterlerin sorumluluğunu yüklenmiş yakınları, bunu mecbur kaldıkları için yapıyorlar. Hoşlandıkları için ya da bu varlığın misyonunun parçası hissettikleri için değil.
Bu varlıkların yaşamlarının sorumluluğunu almaya ehil olmadıkları inancını büyüterek karşılıklı bir kurban bilinci oyununu oynuyorlar.
İlginç olan, spiritüeller, kendi üretmedikleri hayat enerjisini başkaları ürettiğinde, o üretimin enerjisine de bağlı olduklarını fark etmiyorlar. Örneğin güç ve kontrole inanan bir varlığın maddesel desteği, güç ve kontrol inancına sahip benlikleri güçlendirmekten başkaca bir işe yaramıyor. Bazıları tüm enerjiyi dönüştürebilme yeteneğine sahip olduğunu söylüyor. Fakat bu sadece bir yanılsamadır. Bu yeteneğe kavuşmuş varlıkların, öncelikle yakınlarımızın hakkımızdaki yetersiz inancını silmeleri gerekmez mi? Ayrıca biz spiritüeller, yakınlarımızın bizi üstlenmelerinin altında kendi kurban bilinçlerinin yattığını bilmiyor muyuz? Ve tüm tavrımızla bunu beslemiyor muyuz?
İçsel katlarda çalışmak tanrının dişil vasfıyla ilişkiye geçmek demektir. Tanrının eril vasfı, hayatı ile ile ilgili bir anlamı seçen onu içinde büyüten ve onu hayata yansıtan ve yaratan varlık olmakla başlar. Tanrının eril vasfı bir seçimdir. Yaratmayı seçmek. İçsel katlara gömülmüş varlıklar, yeterince teslimiyet ve anda kalış deneyimini biriktirirsek, tanrının bir sonraki adım için rehberliğini duyumsayacağımızı söyler. İnancım o dur ki bu eski enerjidir. Teslimiyetin insanı sıkıştığı köşeden özgürleştirdiği doğrudur. Ama hiçbir teslimiyet rota duygusunu doğurmaz. O her daim yeni bir bilincin yaratımı, yeni bir anlamın yaratımı ve yeni bir üretimin yaratımıdır. Bu tanrının bize armağanı değildir. Bu bizim bize armağanımızdır. Bunu sanırım Shaumbrada bir varlık söylemişti. Ben ilave edeyim Yeni bilinç tanrının eril vasfıyla ilgili bir seçimdir. Bizim kendimiz için yarattığımız.
Bu mektubu yazmak istememin nedeni, onurlandırdığım ve yol arkadaşlığı yaptığım birçok varlık için sorumluluk duymam. İnancımı kendime saklamamalı ve paylaşmalıyım.
Adamusun titreşimlerine gelince;
Bu varlık shaumbrayı kendine yansıtıyor. Ona ayrı bir var oluş kazandırmak klasik
spiritüalizmadır. Hiyerarşik evren ve varlık görüşüne saplanıp kalmamıza neden olur..
Tüm ötekileştirme söylemi Shamubranın spiritüel egosudur.
Bunun dışında ;
Varlığı onurlandır. Bu zaman ve bu mekanda yaptığı seçimi onurlandır.
Gördüğünüz gibi, bu tamamen dışsal katlarda var olan bir uygulamadır…Ama dikkat, seçimleri kurban bilincinde kaynaklanıyorsa ve bu seçimlere senin doğrudan varlığın neden oluyorsa bu onurlandırma değil, kendini kandırmadır.
Rol yapın
Ne muhteşem bir öneri.. Hayatın izini sürmek ve hayatımızdaki tüm donmuş enerjiyi harekete geçirmek için ne harika bir öneri. Buna toltecler iz sürme sanatı derlerdi. Diğer adı kontrollü çılgınlıktı. Ve her daim bir hedef gözetirdi. Adamusa ilave olarak diyebilirim ki, laf olsun diye kimlik değiştirmeyin, çünkü işe yaramaz. Hedef gözeterek kimlik değiştirin. O zaman o kimliği iliklerinizde hissedersiniz. Değiştirdiğiniz kimlikle birleşmediğinizde kimlik değiştirmiş olmazsınız. Ucuz bir tiyatro oyuncusu olursunuz. Rol yapın! Yaşam sevincini büyütmek ve aydınlığı paylaşmak için rol yapın! Dışsal katlarda hareket esnekliği kazanın!
Yarat, ne olursa.
Tipik bir NLP söylemi sanki. Yarat ne olursa..gördüğünüz gibi dışsal katlarla doğrudan ilgilidir…Ve somut yaratımları kasteder.Yazgını değiştirme iradesini harekete geçirmeni kasteder. Yetesiz hissedimini, her şeyin pekalalığı soyut düşüncesinin arkasına saklanmadan dile getirmeni ve sonra da bu hissedime rağmen, yaratma iradesini harekete geçirmeni ister
Katılımcı ol
Ekip çalışmasına açık ol. Yaratım her zaman birlikte yaratımdır. Gördüğünüz gibi bu da doğrudan dışsal katlarla ilgili bir çalışma…
Toteminle çalış
İçsel katlarla ilgili tek çalışma önerisi. Tüm geçmiş ve geleceğin, ve tüm potansiyellerin an da olduğu kuantum gerçekliğine giriş yaparak, geçmişi değiştirmek deneyimi. Mükemmel bir teknik..
Evrende her şey yolunda
Bu nedenle Ben Hürriyetim
Böyle yazmak hoşuma gitti ama yazının bitmediğini hissettim.:))
Bir ölçü vermek istiyorum spiritüel kardeşlerime;
Şimdi hazırsınız!
Yeni bilinç ve yeni enerji deneyimi doğanın içinde ve toplumsal benliğin içinde yaratılacaktır. İçsel katlarda çalışma yaparak değil. İçsel katlardaki çalışmanın bundan sonraki başarısı, dışsal katlardaki teslimiyet gücümüze bağlı olacaktır.
Yeterlisiniz!
Diğerlerinden beslenmeyi kesin. Kurban bilincini bırakın. Bıraktığınızda bırakmış olacaksınız. Nasıl demeyin . Nasılı yok. Oluyor. Sonuç içsel bir duyum olarak değil, yeterliliği yaratmak olarak kendini gösterecektir. Her alandaki yeterlilik…
Hizmet edin!
Birden bütüne geçit kapılarını içsel katlarda açtık. Şimdi sıra dışsal katlarda açmaya geldi. Bunun adı hizmettir. Aydınlığı büyütmenin yollarlı sonsuzdur..Üstatlar bu dünyada hizmette daha büyük bir realite olmadığını söylerler
Karşılık isteyin!
Bu sadece para değil, daha çok dikkat ve zamandır. Ama para da diğer tüm enerji gibi değerlidir. Aydınlıkla takas edilmiş para güç kontrol mühründen özgürleşir. Bu parayı isteyin!
Bağımlılıklarınızdan özgürleşin!
Kendinizi kandırmayın. Bedensel ataletinizi ve bağımlılıklarınızı yenmek için mücadele verin. Hayatınızı bir meydan okumaya dönüştürün. Bağımlılıklarınızla mücadele eylemi, içine girdiğiniz rutinlerin dışına seçiminizle çıkma cesaretidir. Bunu ödülü çok değerldir.
Yaşamınızın sıradanlığını kırın!
Bedeninizi hareket ettirin. Dünyaya uyanın. İçsel katlara yeterince uyandık. Koca bir zihin ve içsel duyumlardan ibaret bir hayatı reddedin. Asla yapamam dediğiniz şeyleri listeleyin ve yapmaya başlayın. Asla yapamamları silin atın hayatınızdan…
Geri bildirimden korkmayın!
Bırakın insanlar sizin hakkınızda rahatlıkla konuşabilsinler. Bu yüzleşmeyi yaşayın. Ve ne kadar çok insanın elinden, erkinizle sizin hakkınızdaki samimi düşüncesini paylaşma özgürlüğünü aldığınızı ve onu kurban bilincine bağladığınızı görün. Geri bildirim, kritik etme değerli bir süreçtir. Bir başkasının gözünden nasıl göründüğünüzü bilmekten ürkmeyin..nasılsa tüm benlik bir yanılsamadır. Ürkmek o yanılsamaya inanan taraflarınızın kendini açığa vurmasıdır. Ve bu geçiştiremeyeceğimiz bir aşamadır. Artık zamanı geldi.
Özerk alanınızı yaratın!
Bu yalnız kalmak anlamına gelmez. Bu yaratabileceğinizi bilmek anlamına gelir. Dürüst olun. Hanginizin maddi imkanı olsa, kendi özerk alanına sahip olmak istemez (özerk alanı olmayanları kastediyorum) Şu boş avuntuya sığınmayın, demekki yüzleşmem gereken şeyler var burada. Kendimi buraya kıstırdım çünkü öğrenmem gereken şeyler var. Elbette bu doğrudur.. fakat artık gerçeğin tamamı değil. Adamusun, Tobiasın sertifikasına imza atanlar yazgı tanrı takdiri suçluluk ve karmanın ötesine geçtiğini kabul edenler için yukarıdaki savununun bir anlamı yoktur.
Özerk alanınızı yaratın!
Bir araya gelin ve ışık adaları oluşturun!
Her birinizin bütünsel bir alan yaratmak için yeterli olduğunu kabul edin.
Bir ortak alan ruhu içinde bilinç adaları yaratın..
Yaratmanın en doğrudan yolu budur. Ortak alanlar yoluyla yaratmak
Bu yaratının her boyutu için geçerli bir öneridir. Kendine hizmet ve insanlığa hizmet ve gezegene hizmet..fark etmez.
Aile üyelerinize güvendiğiniz kadar spiritüel dostlarınıza güvenemiyor ve teslim olamıyorsanız, kendinizi kandırıyorsunuz.
Çünkü ışık adaları varlıkların birbirine teslim olmasıyla oluşur..
Rehberliği kendinizden ve bedenli dostlarınızdan alın!
İçsel katlarda çalışırken yaratılan pozitif obsesyonun negatif obsesyona döndüğü yer, rehberlik almaya başlamaktır. İçsel katlarda çalışırken kendinize inanmak esastır. Kendinizi de içeren birleşik bilinç alanından tesir ve bilgi alırken, olan şey, her zaman ters yüz olmaktır. Dengede kalmanın tek yolu, sadece kendine inanmaktır. Hayatınızda rehberliğe ihtiyaç duyuyorsanız, inandığınız bir dostunuza gidin, içsel katlara yolculuk yapmayın…
Adamusun yenibilinç hakkında sadece kuramsal bir fikre sahip oldukları bildirimini asla unutmayın. Gizem şalıyla örtülmüş bilgelik örüntüsü, elmayı yedirmek için onu şekere bulamak gibidir. Gizem havucuna kanmayın. Var oluş zaten tümüyle muhteşem bir gizemdir. Yükselmişliğin duyusal kriterleriyle ilgili bu alanların söylediği her şey çok boyutludur ve o yüzden birbiriyle mantık içinde çelişir. Bu yüzden yükselmiş olmanın bir kriteri yoktur. Ya da sadece kendine inanmaktır.
Teslim olun
Kendinize ve içinde yaşadığınız dünyaya…İçsel katlarla bağlantınızı zarifçe geriye çekin. Bunun döngüsel bir zaman olduğunu fark edin. Ve içsel katlara teslimiyetin eksiye doğru bir hareketi başlatacağını fark edin..Teslimiyet pasif bir edim değildir. Aktif bir yaratıcı olmaktır
En önemlisi kendine teslim olmaktır..
Hayatının anlamını yaratanın sen olduğuna uyanmaktır.
Hiç bitmeyecek bir gizem olduğuna uyanmaktır.
Yaratmakta özgür olduğuna uyanmaktır.
Anlamı seçenin sen olduğuna uyanmaktır.
Ve gerçeğin salt gerçeğin bu anlam olduğuna uyanmaktır
Bu anlamla yaratmaktır…
Yaratıcı gerilimi hissedin. Birçok varlık yaratıcı gerilimle duygusal gerilimi birbirine karıştırıyor. Yaratmaktan korkuyor. Yaratıcı gerilime tahammül edememekten korkuyor..
Bu korkuyla yüzleşin.
Kim olduğunuzu biliyorsunuz…
Tüm var oluşun nedeni ve anlamısınız…
Hayatınızı yaratmaya başlayın…
Sevgimle,