Kendi Yolunu Keşfet...

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK

 

“Eğer istediğin her şeyi yaratabileceğini bilseydin; bu senin için bir hayal değil, apaçık bir gerçek olsaydı; sınırlandırılmamış olsaydın, nasıl bir hayat yaratırdın kendine?”

Bu soruya, “şimdi yaşadığım hayatı” diye cevap verirsen, kendini gerçekleştirme yolculuğunda başarıyla ilerliyorsun demektir.

Eğer bu soruya, şimdi yaşadığın hayatı değil de, başka bir hayatı tanımlayarak cevap verirsen; o zaman kendini gerçekleştirme yolculuğuna bir ara vermişsin, soluklanıyorsun demektir.

Kendini gerçekleştirme yolunda olan insanın belirli özellikleri vardır.

Birincisi, bağımsız hissetmesidir. Bağlı hissedebilir ama bağımlı hissetmez.

Böyle bir insan nasıl bir hayatı yaratmak istediğine karar verir ve odağı bu istekten bir an bile sapmaz; isteğini ona verebilecekleri sanısıyla diğerleriyle bir an bile uzlaşmaz. Çünkü kendini gerçekleştirme bir diğerinden alınabilecek bir şey değildir, bunu bilir.

İkincisi, yaşamında var olan her şeyden sorumlu hissetmesidir.

Çünkü bilir ki, etkilendiği her şey bağımsız seçimlerinin sonucudur. Duygusal acıyı ya da fiziksel acıyı fatura edebileceği, (eş, anne-baba, çocuk, patron, sistem, hatta tanrı) dışarıda bir kişi ya da kurum yoktur.

Kendini gerçekleştiren bir insan, bu sürecin sadece arzu ettiği hayatı yaşamak demek olmadığını bilir. Bu olsa olsa kendini gerçekleştirmenin yan ürünlerinden biridir.

Kendini gerçekleştiren birinin hayata  ve kendine bakışı değişmiştir.

İçinde, çok derinlerden bir yerden bilincine bir ışık sızmaya başlar. Ve bu ışık bilincini dönüştürürken; o bazı gerçeklerin farkına varır.

Önce, hayatın ne kadar kutsal olduğunu ve farkında olan bilincin kutsalların kutsalı olduğunu hisseder.

Böylelikle dualistik algı çökmeye başlar. Bu kısaca, bize öğretilen güzel-çirkin, doğru-yanlış sisteminin çökmesidir. Bireyin Algısı genişler ve giderek zıt gibi görünen tüm durumların özdeki birliğini fark eder ve taraf tutmayı bırakır. Hayata ve olaylara tepki vererek var olmayı bırakır.

Zaman genişler; bilinç var olma-yok olma yanılsamasını aşar. Zaman tükenmekte olan ve iyi değerlendirilmesi gereken bir olgu olmaktan çıkar ve bilincin bir niteliğine dönüşür.

Holistik ya da bütüncül bir zaman anlayışı hakim olmaya başlar. Zaman daha çok ne istediğini bilen bir bireyin bu isteğini hayata geçirmek için harekete geçen yaratıcı bir enerji gibidir.

Kendini gerçekleştirme yolundaki birey, çevresindeki var oluşla ve içindeki sonsuzlukla bütünleşme yolculuğundadır. Yani, var olanın birliğini fark etmiştir ve bunu içine sindirmektedir.

Diğerlerine rağmen var olamayacağını; bu var oluşun birlikte bir var oluş olduğunu; bağıntılı bir var oluş olduğunu fark eder.

Kendini gerçekleştirme yolunda olan birey, birliğin bilincini hisseder ve biricik olduğunu, bağımsız olduğunu, düşlerini var etmenin önünde yanlış anlamanın dışında hiçbir engel olmadığını anlar.

Kendini gerçekleştirme yolunda olan birey, hiçbir şeyin karşısında ya da yanında değildir.

O bir şeyi fark etmiştir. Her şeyin içinden akan yaşam enerjisi, ruh, onun içinden de akmaktadır. Tüm deneyimlerin toplamı her bir insanı özgürce kendini gerçekleştirmeye ayarlar. Sonsuz bir zeka, isterseniz siz buna tanrı diyebilirsiniz, bilincin tüm deneyimini insanın kendini gerçekleştirmesi arzusuna ayarlamıştır.

Tüm var oluşun var olmasının arkasındaki arzu budur.

Tanrı, varlığı kendini gerçekleştirmek için yarattı ve bu yolculuk sonsuzluklar boyunca sürecek.

İnsanın kendini gerçekleştirme arzusunun arkasındaki asıl nedenin, sonsuz bir zekanın kendini gerçekleştirme arzusu olduğunu söyleyebiliriz.

İnsan, kendini gerçekleştirmekle, tüm var oluşun arkasındaki aşkın zekanın da kendini gerçekleştirmesini sağlar.

Yunus’un “Bir ben var ben de benden içeri.” derken kastettiği aşkın zeka odur. Mistikler ona ruh ya da tanrı dediler. İsimden önemlisi onun hissettirdiğidir.

En baştaki paragrafa yeniden dönersek

“Eğer istediğin her şeyi yaratabileceğini bilseydin; bu senin için bir hayal değil, apaçık bir gerçek olsaydı; sınırlandırılmamış olsaydın, nasıl bir hayat yaratırdın kendine?”

Bu soruyu kendine soran insan, kendini gerçekleştirme yolculuğunu bilinçlendirmeye başlamıştır. Ve bu önemli bir aşamadır.

Bu soruya ilk yanıt, şu anda her şeyin pekala olduğunu söylemektir. Şu andaki deneyimlerinin toplamı seni kendine götürmek üzere senin tarafından ayarlandı ve geri kalan var oluş da buna hizmet etmektedir.

Sonraki aşama, zaten sınırlandırılmamış olduğunun ayırdına varmandır. Kendini gerçekleştirme yolculuğunda gerekli olan, zengin bir his yelpazesinde dolaşabilmek için, sınırlı olduğun yanılsamasını yarattın.

İnanılmaz bir büyüyü yaşıyoruz. Sınırlandırılmamış varlıklarız. Yapmak ve olmak istediğimiz şeylerin bir sınırı yoktur.

Kendini gerçekleştirmek, özünün tutkusunu aramak ve onu yaşamak insanlığımıza layık tek uğraştır. Böylelikle var oluşumuzun amacını yerine getirmiş oluruz.

Yaşadığımız her an büyülüdür ve her an kendi içinde tam ve bütündür. Kendini gerçekleştirmek, bir sonraki anı, bu farkındalıkla seçmektir.

Kendini gerçekleştirmek bu kesintisiz var oluş durumuna sıçramaktır.

Tüm yaşam bizi buna hazırlar.

 

Danışmanlık almak için bize ulaşın
hurriyet@yenibilinc.org Skype: yeni.bilinc